11 Mayıs 2016 Çarşamba

BABİLİK MEZHEBİ

BABİLİK MEZHEBİ

Seyit Ali Muhammet'in, İran ve Azerbaycan dolaylarında yaymaya çalıştığı mezhep (19. yüzyıl). Bu mezhebe göre Seyit Ali Muhammet, Tanrısal güzelliğin belirdiği aynadır ve peygamberden üstündür. Seyit Ali Muhammet, yazdığı kitaplara "beyan" adını verdi ve gökten inme olduklarını savundu. Babilere göre kadınların örtünmesi gerekmez, erkeklerle konuşmalarında da bir sakınca yoktur. Bir yıl 19 ay ve her ay 19 gündür. Cenaze namazları dışında, topluca namaz kılınmaz. Camiler vaaz (öğüt verme, halkı aydınlatma) yeridir. Gönül kırmak, zor kullanmak günahtır. Yıllık oruç 19 gündür. Bu mezhepte miras bölünmesi, vergi oranı, Müslümanlığın koyduğu kurallara hiç uymaz. Seyit Ali Muhammet 1850'de Tahran'da kurşuna dizildi.

BAALBEK KENTİ

Lübnan'da Bekaa Vadisi'nde, Lübnan ve Antilübnan Dağları arasında kent. İlk Çağ'da, özellikle Roma döneminde dinsel bir merkezdi. Baalbek başlangıçta Tanrı Baal kültünün merkeziydi ancak Yunanlılar, Baal'i Helios ile özdeşleştirdiklerinden kente Heliopolis adını verdiler. Daha sonra Romalılar bu tanrıyı Jüpiter ile özdeşleştirdiler. Antoninus Pius'un hükümdarlığı sırasında yapımına başlanan bir Jüpiter tapınağı, Caracalla zamanında tamamlandı. Tapınağın kalıntıları günümüze dek ayakta kalmıştır.

BİYONİK NEDİR?

Sezme ve yönelme gibi temel biyolojik süreçleri inceleyen bilim dalı. Beyin ile sezme ve yönelme hareketleri arasındaki karşılıklı ilişki, düzenli olduğu kadar karmaşıktır da. İnsan ve hayvanlarda bu süreçlerin basite indirgenmiş modelleri elektroniğe uygulanarak biyonikte ilk adımlar atılmıştır. Sözgelimi, belirli frekanstaki ışık kaynağına yönelebilme özelliğine sahip fotoselli bir robot, biyonik uygulama sayılmaktadır. Henüz gelişme durumunda olan biyonik, özellikle askerlik ve sanayide benzer süreçlerin benzetilmesinde (simüle edilmesinde) kullanılmak istenmektedir.

AARE NEHRİ

İsviçre'de, Bern Alpleri'nden doğan, Ren Nehri'ne dökülen bir akarsu. İsviçre'nin toplumsal ve ekonomik yaşamına katkısı büyüktür. Ren'e ulaşmadan önceki kolları üzerinde kurulmuş olan hidroelektrik santrallar, çevre kentlerin elektrik enerjisini sağlamaktadır. Uzunluğu 280 km.'dir.

A. KADİR KİMDİR?

(1917 İstanbul - 1985 İstanbul)şair. Asıl adı Abdülkadir Meriçboyu. Ortaöğrenimini Eyüp Ortaokulu (1933) ve Kuleli Askeri Lisesi'nde tamamladı (1936). Kara Harp Okulu son sınıf öğrencisiyken Nâzım Hikmet'le birlikte yargılandı; on aya mahkûm edilerek okuldan çıkarıldı. Askerlik görevini tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesi'ne girdi (1941). Bir yandan da Tan gazetesinde düzeltmen olarak çalışıyordu. "Tebliğ" (1943) adlı şiir kitabının toplatılması üzerine İstanbul dışına sürgün edildi. Muğla, Balıkesir, Konya, Kırşehir ve Adana'da yaşadı. Dönüşünde (1947) bir süre bir bisküvi fabrikasında çalıştı; daha sonra İskit, İnkılâp, Varlık yayınevlerinde düzeltmenlik, çevirmenlik yaparak yaşamını sürdürdü. Ses, Yeni Edebiyat, Gün, Pınar, Yığın, Yürüyüş (1940 - 1946), Yeryüzü, Beraber, Yağmur ve Toprak, Yeditepe, Şairler Yaprağı, Dönem, Gelecek, Militan, Sanat Emeği dergilerinde yazan A. Kadir, toplumcu gerçekçi şiir akımının öncü adlarından biridir. Yapıtları: "Tebliğ" (1943), "Hoş Geldin Halil İbrahim" (1959), "Dört Pencere" (1962), "Mutlu Olmak Varken" (bütün şiirleri, 1968). Çevirileri: "Bugünün Diliyle Mevlânâ" (1955), "İlyada" (A. Erhat ile 1958, Habip Edip Törehan Bilim 1959, Türk Dil Kurumu Çeviri ödülleri kazandı, 1961), "Asıl Adalet" (1960), "Bugünün Diliyle Hayyam" (1964), "Eski Çağlar Tarihi" (1965), "Bugünün Diliyle Tevfik Fikret" (1967), "Odysseia" (A. Erhat ile, 1970). Öteki yapıtları: "Sovyet Rusya'da Onbeş Gün" (1978), "1938 Harb Okulu Olayı ve Nâzım Hikmet" (1966). Asım Bezirci, Afşar Timuçin, Eray Canberk ile birlikte ünlü batılı şairlerden Türkçeye çevrilen şiirleri değişik kitaplarda topladı. Çeviri edebiyatımıza katkılarından dolayı T.Y.S. Hasan Ali Ediz Çeviri (1980) ve Yazko Çeviri ödüllerini kazandı.

5 Şubat 2016 Cuma

SAĞLIK-GÖBEK NASIL ERİTİLİR

Göbeğiniz sizi çok mu rahatsız ediyor? Kurtulmanın yolu basit. İşte tüyolar... 

Yiyecekler 

Fasulye, nohut, mercimek gibi gıdalar ile çilek, vişne gibi küçük meyveler en iyi yiyeceklerdir. Kuru fasulye, böğürtlen, kuru kayısı, kış meyvelerinin taze sıkılmış suları kilo vermede en etkili yiyecekler olarak sıralanıyor. Bu yiyeceklerin sizin tok hissetmenizi sağladığı için kilo vermenize yardımcı olur. Bunlardan günde 25 ila 35 gr kadar tüketilmeniz gerekir. Hiç yememek ise doğru değildir. Çok acıktığınız için belinizi kalınlaştıran çok yağlı, karbonhidrat ya da proteinli yiyecekler yemenize neden olabilir.

Göbek Nasıl Eritilir?


Buzlu soğuk su en iyi içecek. Kalorisizdir, midenizde doygunluk hissine neden olur ve daha az yersiniz. Kan basıncınızın ve adet öncesi dönemi rahat atlatmanızı da sağlar.

Buzlu su içtiğinizde, vücudunuz ısınmak için ekstra kalori harcadığı da aklınızın bir kenarında bulunsun. Zayıflamak için alkolden uzak durun. 

Likör ve bira kandaki kortisol seviyesini yükseltir ve yağların göbek çevresinde toplanmasına neden olur.
Buzlu soğuk su en iyi içecek. Kalorisizdir, midenizde doygunluk hissine neden olur ve daha az yersiniz. Kan basıncınızın ve adet öncesi dönemi rahat atlatmanızı da sağlar.

Buzlu su içtiğinizde, vücudunuz ısınmak için ekstra kalori harcadığı da aklınızın bir kenarında bulunsun. Zayıflamak için alkolden uzak durun.

Likör ve bira kandaki kortisol seviyesini yükseltir ve yağların göbek çevresinde toplanmasına neden olur.

Göbek Nasıl Eritilir?

Vitaminler
Kalsiyum kemiklerinizi koruyarak omurgada çatlaklara neden olan osteoporozu engeller. Bu sistem çöküğünde göbek dışarı fırlar. Eğer 50 yaş civarında veya daha yaşlı bir kadınsanız günde 1500 mg kalsiyum alın. 

50 yaş altındaki erkek ve kadınlar için günde 1000 mg kalsiyum almaları öneriliyor. Göbek veya bel çevresinden zayıflamak için zayıflama ilaçları kullanmayın. Bu cezbedici ilaçlar egzersiz veya doğru beslenme desteği olmadan hiçbir işe yaramaz.
Vitaminler

Kalsiyum kemiklerinizi koruyarak omurgada çatlaklara neden olan osteoporozu engeller. Bu sistem çöküğünde göbek dışarı fırlar. Eğer 50 yaş civarında veya daha yaşlı bir kadınsanız günde 1500 mg kalsiyum alın.

50 yaş altındaki erkek ve kadınlar için günde 1000 mg kalsiyum almaları öneriliyor. Göbek veya bel çevresinden zayıflamak için zayıflama ilaçları kullanmayın. Bu cezbedici ilaçlar egzersiz veya doğru beslenme desteği olmadan hiçbir işe yaramaz.

İŞTE SİZE DEPRESYONUN NEDENİ

PsikoNET Psikoterapi ve Eğitim Merkezi tarafından yapılan bir araştırma ile, “fedakârlık, dayanıksızlık, cezalandırıcılık, kuşkuculuk, karamsarlık” gibi düşünce kalıplarının daha üst bir başlık altında toplandığı ortaya çıktı. Araştırmanın yöneticisi Psikiyatrist Dr. H. Alp Karaosmanoğlu çalışmalarını şöyle özetledi: “800 kişilik psikoterapi danışanı üzerinde yaptığımız araştırmaya göre bu tip kavramlar, aynı insanda bir arada görülebiliyor ve oranı da küçümsenecek gibi değil. Kısacası biri varsa diğeri de olabiliyor. Örneğin aşırı fedakâr bir kişi, kolayca karamsarlığa kapılıp, dayanıksız bir yapı sergileyebiliyor.
Bu yapılar yan yana koyulduğunda, fedakârlık ve cezalandırıcılık "vicdan" kavramına; dayanıksızlık, karamsarlık ve kuşkuculuk şemaları da "evham" kavramına denk geliyor.
Araştırmanın sonucuna göre, iki yapısı (evham-vicdan) yüksek olan kişilerin endişe ve depresyon geliştirme olasılıkları yüksek. Evham-vicdan kapanına kısılmış kişilerde halk arasında panik atak olarak bilinen endişe ataklarından yaşama olasılığı da yükseliyor.”
Evham ve vicdan arasında sıkışanlar: Tehlikeler sizi bekliyor!
Böylesi sıkıntılar yaşayan kişiler sürekli bir aksilikle karşılaşmayı bekliyor. Vicdan kısmı yüksek olan kişiler hatalar karşısında mutlaka bir cezanın beklediğine inanma eğiliminde oluyor ve normal yaşam sırasında yapılan bir hatanın bedelinin her an karşılarına çıkabileceğine inanıyorlar. Evhamlı insanlar ise kendiliğinden bir kötü olayın belirme tehdidiyle, içlerinde mücadele ediyorlar. Sonuç: huzurdan uzak bir yaşam olarak karşılarına çıkıyor. Tarif edilen kişilerde adalet kavramı da aşırı önem kazanıyor. Adaletsiz olaylara tepki gösteren kişilerde, kalp krizi, beyin kanaması, kanser veya herhangi bir hastalık bile adaletsizlik olarak algılanıyor. Kişi bu konulara aşırı ilgi gösteriyor. “Adaletsiz” bulduğu hastalıklar veya korktuğu başka olayların başına gelmemesi için aşırı çaba gösteriyor.
Evham ve vicdan kavramları yan yana konduğunda Freud'un süperego denilen kavramına çok yakın bir yapı oluşuyor. Yani yapılacak davranışın toplumsal şartlara, ahlak gibi kavramlara uygunluğu belirlenip, ona göre hareket sağlanıyor.
Bu yapısı belirgin olan bireyler her an bir şeyin bedeli olarak veya olmayarak bir şeylerin kötü gidebileceğine inanıyorlar ve böylelikle kaygı bozukluklarının temelini oluşturuyor.